27 Nisan 2015 Pazartesi

OBEZİTE NEDİR?

Obezite gene olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen seviyenin üstüne çıkmasıdır.

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır.

İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin ögelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir.

Karın doyurmak, açlığı bastırmak, canının çektiği şeyleri yemek veya içmek değildir.

Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı, solunum yolu bozuklukları vb.) yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır.

Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir.

Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18'i, kadınlarda ise %20-25'ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30'un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır.

Günlük alınan enejjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vucutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.

Buna paralel olarak, günümüz teknolojisindeki gelişmeler, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlamıştır.

Anlaşılacağı üzere obezite; besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

Dünyanın Yedi Harikası

Dünyanın yedi harikası M.Ö 2.yüzyılda yaşamış yazar Sidonlu Antipatros'un sıralamasına göre antik çağda dünyanın en görülmeye değer eserleri tarihçilerin " Dünyanın Yedi Harikası " diye adlandırdıkları eserler şunlardır;

1. Keops Piramidi
2. Babil’in Asma Bahçeleri
3. Artemis Tapınağı
4. Zeus Heykeli
5. Rodos Heykeli
6. İskenderiye Feneri
7. Bodrum (Halikarnas) Mozolesi

1) Keops Piramidi

Günümüze kadar gelmiş tek eserdir.
Nil Nehrinin vadisinde M.Ö. 2650-2500 yıllarında Mısır firavunlarının ve kraliçelerinin mezarları olarak yapılmıştır.
Yüksekliği 150 m olarak tahmin edilmekte olup, zamanla tepeden 10 m kadar yıpranmıştır.

2. Babil’in Asma Bahçeleri

Bugün cisminden eser bile kalmayan bu bahçenin güzelliği, kazılarda alınan fikir ve daha önceleri yazılmış olan izahattan tasavvur edilebilmektedir
899-1917 seneleri arasında Alman arkeoloğu Koldewey’in başkanlığındaki bir heyet, yaptığı kazılarda mühim vesikalar ele geçirmiştir.

Bunlara göre başka başka seviyelere ve kat kat sıralanmış olan bahçeler, mahzenler, bahçeleri sulamak için meyilli su kanalları bulunmaktaydı. Kuraklığın ortasında çeşitli ziyafet ve eğlencelerin yapıldığı bu bahçelerin Babil hükümdarı Buhtunnasar tarafından inşa ettirildiği tahmin edilmektedir.

3. Artemis Tapınağı

Batı Anadolu’da Efes şehrinde Artemis için yaptırılan bir eserdir.
Bütünüyle hrap olmuş fakat kalıntıları günümüze kadar gelmiştir.
yapımı 120 yıl sürmüştür ve M.Ö 430. yılında tamamlanabilmiştir.
M.Ö 365.yılında yakıldığı tahmin edilmektedir.

4. Zeus Heykeli

Yunanistan'ın Olimpos Dağında bulunur.
Bunu M.Ö 5.yüzyılda o zamanın ünlü heykeltraşı Phidas yapmıştır.
yapıldıktan bin sene sonra tahrip olmuştur.O devirden kalma parçalardan bilgi sahini olunmaktadır.
Bunlardan anlaşılacağı üzere Zeus,altın ve fil dişinden yapılmış tahtına oturmaktadır.
Bu heykel 14 metre boyundadır.

5. Rodos Heykeli

Makedonya Kralı Birinci Hemetrios M.Ö. 295 senesinde Rodos Adasını zaptetmeye büyük bir orduyla gitti.
Fakat Rodos halkının müdafaası karşısında pek çok ganimet bırakarak bozguna uğramış ordusu ile geri çekildi. Rodos halkı kalan ganimetleri satıp geliriyle M.Ö. 291 yılında başlayıp on iki senede biten güneş tanrısı Helios’un heykelini yaptırdılar.
Rodos o zamanlar uğrak bir liman olduğundan heykelin elindeki uzun meşalenin ucunda geceleri yakılan ateş gemicilere deniz feneri vazifesini görürdü.
Heykelin yapısı hakkında hiçbir malumat yoktur, ayakları arasında 100 m genişlik bulunduğu rivayet halindedir.
Rodos Heykeli M.Ö. 225 te şiddetli bir zelzeleyle tahrip oldu. Yıkılan parçalar asırlarca orada kaldı.

6. İskenderiye Feneri

Mısır’ın İskenderiye limanında küçük bir adacıkta M.Ö. 309-246 yılları arasında İkinci Batlamyus tarafından yapılmıştır.
Kat kat mermer kulelerden olan fener, 140 metreye kadar yükseliyordu. En üst kulede ateş yakılır, gemicilere yol gösterilirdi.
Bu fener sonradan yapılanlara örnek olmuştu. Fener M.S. 1300 yıllarındaki bir depremde yerle bir oldu..
Bu eserlerden günümüze hiçbir kalıntısı ulaşmamış olanlar hakkındaki bilgiler rivayetlerden öteye gitmemektedir. Basılan paralardan, efsane halindeki eski kayıtlardan toplanan bilgilerle yetinilmektedir.

7. Bodrum (Halikarnas) Mozolesi

Karya Kralı Mausolos M.Ö. 4. yüzyılda hanımı ölünce Halikarnas’ta bu mezarı yaptırdı
Halikarnas, güneybatı Anadolu’da Muğla ili sınırları içerisindedir.
O zamanın önemli mimarlık eserlerinden kabul edilen anıt diktörtgen bir piramit biçimindeydi.
Yüksekliği 42 m olan, üzerinde dört atın çektiği bir arabada kral ve kraliçenin heykelleri vardır. Bugün bundan da kalıntılar yoktur.

21 Nisan 2015 Salı

SIRA DIŞI TASARIMLAR

Bugün sizlere sıra dışı ilginç tasarımları resimlerle anlatmaya çalışacağım.

Şık aydınlatma

Küçük balkonlar için ufak bir tasarım

.

İlginç ketçap sıkacağı

Çocuklara yemeği sevdirmenin yolu

Düzenli bir şekilde eşyaları muhafaza etme

Banyonun en güzel hali

Yer temizleme terliği

Beşikten öte

Yer sıkıntısına kesin çözüm

Bitki Çaylarının Faydaları

Bazı Bitki Çaylarının Faydaları

Yeşil Çay

Güçlü bir antioksidandır.

Kansere karşı koruma sağlar

Kötü kolesterolü düşürür

Kalp sağlığına iyi gelir

Kan basıncını düşürür

Diş çürüklerini önler

Diş eti hastalıklarına karşı koruma sağlar

Metabolizmayı hızlandırır

Kilo vermeye yardımcı olur

Bağışıklık sistemini güçlendirir

Bilinen hikayeye göre bir yeşil çay yaprağı Çin imparatorunun önünde kaynayan suya düşmüş ve sonra o bölgenin en çok içilen içeceği haline gelmiştir.Daha çok kanser hücrelerinin yayılımı yavaşlattığı bilinmekte ve bazı yapılan araştırmalarda da kolesterolü ve tansiyonu düşürdüğü,şeker hastalığından koruduğu,bunamayı yavaşlattığı yönünde sonuçları bulunmaktadır.

Elbette ki Yeşil çayında bazı durumlarda yan etkisi vardır.

Yeşil çayı kalp sorunu olanlar,yüksek tansiyonu olanlar,böbrek sorunları başta olmak üzere psikolojik bozuklukları olan insanlarda çay tüketmemelidir.

Melisa Çayı

Genel olarak sakinleştirici etkisi bilinmektedir melisa çayının.Melisa çayı Orta Çağ hatta daha önceki dönemlere kadar giden bir geçmişe sahiptir.En eski kullanımının böcek ısırıklarına karşı olduğu biliniyordu.

Uyku sorunlarında kullanılır.
Sinirleri yatıştırır.
Stresi azaltır.
Mide rahatsızlıklarını azaltır.
Sindirim sorunlarına karşı kullanılır.
Gaz giderir.
Ateşi düşürür.
Ter atılmasını sağlar.

Elbette melisa çayının da bazı durumlarda yan etkisi vardır.

Melisa sedatif ilaçlar ve tiroit ilaçlarıyla etkileşime girebilir.Uykusuzluk ya da kaygı için ilaç kullanılıyor ise melisa çayı tüketilmemelidir.

Hibiskus Çayı

Hibiskus çayı " ekşi çay " olarak da bilinir.ABD de özellikle Kaliforniya eyaletinde en popüler çaylar arasında yer alan hibiskus çayı başta Kuzey Afrika,Güney Amerika ve Güney Amerika ülkeleri olmak üzere tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır.

Tansiyonu düşürür.
Tip 2 diyabette yüksek kan basıncını düşürmek için kullanılır.
Bağışık sistemini güçlendirir.
Antioksidandır.
Kolesterolü düşürür.
Mide kanserine kanserine karşı korur.
Şişliği alır.
Sindirim sistemini geliştirir.
Kalp ve karaciğer hastalıklarına karşı kullanılır.
Kilo vermeye yardımcıdır.

Elbette hibiskus çayının da yan etkiler vardır.
Hamilelik döneminde bu çayın kullanımı düşüğe neden olduğu anlaşılmıştır.Hibiskus çayı ve özü tansiyon ve kolesterol ilaçlarıyla etkileşime geçebilir ve olumsuz etkilere neden olabilir.

14 Nisan 2015 Salı

Su İçmenin Faydaları

Su İçmenin Faydaları

Su, yetişkin bir insan vücudunun %65–70’ ini oluşturmaktadır.
Bu oran bebeklerde % 8 kadar çıkabilmektedir.Vücudumuzu oluşturan organlarımız bünyesinde bulunan su oranları incelendiğinde :
beyin,kalp,böbrek ve kasların %75
kanın %83
karaciğer ve akciğerin ise %86 sının su olduğunu görmekteyiz.

Suyun Fonksiyonları:
Böbrek
-Böbrekler vücudumuzdaki süzer. Böbrekler yeteri suyu karşılayamadıkları takdirde vücutta bulunan kirli suyu kullanır.
Karaciğer
Vücuda yeterli su alımı olmadığı taktirde vücuttan atılamayan zararlı atıklar böbrek tarafından atılamamakta ve karaciğer yapmaktadır bu görevi Özellikle rejim yapan kişiler su tüketmelidir.

Terleme
Her gün yeteri kadar su içilmeyen vücutta terleme azalacak ve ve vücudun sıcaklık dengesi bozulacaktır.Buda insana faydalı bir şey değildir çünkü vücut terlemesi faydalı bir olaydır.

Su içmek metabolizmamızı hızlandırır.

Yemeklerimizden önce su içmemiz bizim faydamıza olacaktır çünkü insan yemekten önce veya yemek yer iken su içerse daha az besin tüketir.Spor yaparken,egzersiz yaparken su içmek insanın metabolizmasını hızlandırır.Böylece insanlar daha hızlı kilo verir.Gün içinde içtiğim kahve,çay,meyve suyu su yerine sayılmaz.

Suyun Fazlası Zararlı Vücut İçin

Yeteri kadar su içmediğimiz taktirde yaşamımız tehlikeye girer ve hayatımızda bir tür aksaklıklarla karşı karşıya kalırız.Vücudumuz suya ihtiyacı olduğunu aslında rahatlıkla anlayabilir.

EĞER:

İdrar rengi koyulaşmış ise
Cilt pul pul dökülüyorsa
Yemek yenilmesine rağmen açlık hissi varsa
Yorgunluk ile artan kas ve eklem ağrıları

Bu ve buna benzer nedenlerle vücudumuzun suya ihtiyacı olduğunu kolaylıkla anlayabiliyoruz.

Yıllar İtibarıyla Toplam Su Ürünleri Üretim ve Tüketimi

Su tüketimimizin ülkemizde kullanımları vardır bide :

Kısacası SU hayatımızın olmazsa olmazları arasındadır.

Kaynak